Hayata dair güncellemeler 8 (Özür dilerim)
Geçen hafta ex-karımla telefonda büyük bir kavga ettik. Zaten kavga etmek için bir sebebinin olması da gerekmiyor açıkçası. O bir şekilde bokunda boncukla bile kavga edebilecek potansiyeli olan birisi. Ama onunla kavga etmek, artık beni tüketiyor, daha fazla ona katlanamıyorum.
İstemiyor ve ilgilenmiyor olduğumu defalarca söylemiş olmama rağmen, kendisi beni durmadan arayıp bana kendi gündelik hayatını anlatmakta ısrar ediyordu. Sanki biz hiç ayrılmamışız gibi işinden, iş arkadaşlarından, işin streslerinden kısaca bir avuç tuzsuz lakırdıdan başka bir şey değil anlattıkları. Telefonlarını canım istediği zaman açıyor, o anda modumda değilsem açmıyordum. Ancak bu kez telefonlarını açmadığım için kendisine öyle davranamayacağıma dair hummalı bir kavgaya tutuştuk. Daha fazla kendisiyle kavga etmeyeceğimi ve engelleyeceğimi söyledim. Engelledim de... Sonra engeli kaldırdım ve konuşmak istediğimi söyledim. Hafta sonu için sözleştik ve konuşmaya gittim. Anlatmak istediğim şey bu değil burada açıkçası.
Terapide aramızda konuşulanları anlatırken, eskisi gibi onu pışpışlamadığım için bu ilgiyi görmeye çalıştığını, bunu ona vermediğim için sinirlendiğini anlattım. Terapistim "pışpışlanmak" sözcüğünün ilginç bir seçim olduğunu söyledi. Beni biraz baba yerine koyduğu, benim de buna gönüllü olduğumla ilgili konuşmuştuk daha önce. Sanırım ona atıfta bulundu. Ama ben: "Belki de öyledir, benim sevgi dilim bu belki de... Sevdiğim insanların hayatını kolaylaştırmaya çalışmak..." dedim. "Ama benim artık en çok kendimin pışpışlanmaya ihtiyacı var, kendimi çok ihmal ettiğimi düşünüyorum ve artık onu pamuklara sarmak istiyorum." dedim. Bunu söylerken kendimi durdurmakta çok zorlandığımı ve o anda ağlayacak gibi olduğumu, boğazıma kelimelerin dizildiğini söylemeliyim. "Aptal olma, şu anda ağlayamazsın." da dedi içimdeki başka bir ben kendime.
Bu hayatta en çok kendime iyi bakmam gerekirken, en çok kendi isteklerimi ihmal ettiğim; güzel bir hayatım ve her şeyim varken hepsini sırf o istedi diye elimin tersiyle ittiğim; onun hayatını kurması için her türlü fırsatı tanıdığım halde kendi hayatıma aynı fedakarlığı yapmadığım ve kendimi önceliklendirmeyerek kariyerimi elime geç almak zorunda bıraktığım; bu yolda türlü sıkıntılar çekmeye göz yumduğum; o, hayatını eline alıp, elin adamlarının koynunda zevkten dört köşe olurken, fark ettirmeden ve yavaş yavaş beni de depresyon bataklığına çektiği, ve çekerken daha önceden bu ilişkiyi bitirmeyerek ona bu fırsatı verdiğim için; kısacası hayatta en çok kendimi aciz hallere düşürdüğüm için, kendimden özür dilerim. Üzgünüm kendim, üzgünüm olanlar için! "Keşke hiç biri yaşanmasaydı!" dedirttiğim için üzgünüm!
Hayata dair güncellemeler 8 (Özür dilerim)
Reviewed by Bu saatte nerden geldiyse
on
Salı, Ağustos 12, 2025
Rating:

4 yorum:
Yaşadığın bu olumsuz tecrübelerden alman gereken dersi almışsın. Kendi değerinin farkına varmışsın. Hayat da bir okul değil mi zaten? Sen bu dersten geçmişsin. Artık dersin ne kadar zor geçtiği ile ilgilenme. Öğrendiklerinin keyfini çıkar :)
Bu yolculuğa çıktığın zamanları hatırlıyorum. Belki de bu kadar zahmete katlanmanın sebebi de yola çıkma sebebindi. Kendini bir şeylere borçlu hissetmemen gerekiyor sanırım. Evet biraz da kendini pışpışlama zamanı artık.
Umarım almışımdır. umarım dersi geçtim diye hayat biraz daha kolaylaşır.
Hiç kimse bir yola çıkarken kötü olsun diye çıkmaz, ben de öyle. Ama karşına çıkan insanlar da kavun değil ki koklayıp anlayasın. Ancak kötülükleri görünür olduğunda anlıyorsun ama bazen de çok geç olabiliyor.
Yorum Gönder