Kitap incelemesi gibimsi bişeyler

Kindle sayesinde  yeniden kitap okumaya başladığımdan bahsetmiştim önceki yazılarımdan birinde(Bi' zahmet bakıverin öncekilere). Daha önce hiç yapmayı sevmediğim bir okuma stilini şu aralar hayatıma soktum. Aynı anda birden fazla kitap okumak... Üç hatta dört kitap birden okuyorum. Sıkıldım mı, diğerine geçiyorum. Ruh halim öyle mi istedi, berikini açıyorum. (Öyle serkeş, başıboş bir adam oldum). Eskiden ağırlıklı olarak roman veya hikaye okur, belli başlı sevdiğim yazarlar dışına çıkmayı çok sevmezdim. Şimdilerde bilgimi artırmak için farklı yazar ve türler okumaya çalışıyorum. Mesela İslam'da cariyelik, dünya tarihi, "Kabala" diye, bizdeki Meslevilik'e benzer, Yahudilik'teki mistik bir anlayıştan bahseden bir kitap; çok çeşitli yerler ve günümüzde pek hoş ünü olmayan Kuzey Afrika, Hicaz, Anadolu, vs bölgelerinin altın çağlarını anlatan İbn Battuta Seyahatnamesi; hepimizin edebiyat derslerinden tanıdığı o meşhur Recaizade Mahmud Ekrem'in Araba Sevdası... Halihazırda şu an elimdeki üç kitaptan kısaca bahsedeyim:

    *Kısaca Kabala'dan bahsedecek olursak günümüzün aksine Yahudiler ile Müslümanlar tarih sürecinde oldukça yakın ilişki içerisinde olmuşlar, hatta diyebilirim ki kaderleri dahi ortak bir çizgide ilerlemiş. Ancak genel olarak mücadelelerden değil, dediğim gibi mistisizm ağırlıklı bir yaklaşımdan bahsedilmiş. Kitabın hoşuma gitmeyen tarafı ise çok fazla Tevrat'tan alıntılar yapılmış olması. Yani mistisizmi anlatayım derken sanki sayfa limitini tamamlaya çalışan öğrenci gibi sayfalarca alıntı... Beni biraz sıktı.

    *Bir çırpıda başlayıp bitirilemeyeck derecede uzun(2 cilt) İbn Battuta Seyahatnamesi'nde ise çok değişik insan hikayeleri, enteresan hayatlar ve farklı kültürler yansıtılmış, ilginç anekdotlar paylaşılmış. Mesela Halep Şehrinin isminin, İbrahim Peygamber'in bu şehirde yaşıyor olması ve süt(=el-haleb) sağıp bunu fakirlere dağıtmasından dolayı fakirlerin toplanıp "İbrahim'in sütü" diye seslenmeleri  neticesinde ortaya çıktığından bahsediyor.

    İslam coğrafyası her ne kadar bugün ortaçağını yaşıyor ve çoğu zaman bu ülkelere nefretle bakıyor olsak da tarihte hep öyle değildi. Aksine bir zamanlar gerçek manada medeniyet buralardan doğup yükseliyordu. Bugün adı çoğu yerde savaşlarla, siyasi ve ekonomik krizlerle anılıyor. Vlog'ların vidyoları neticesinde bazen rahatsızlık hatta tiksintiyle baktığımız bu yerlerde, inanması güç ama, zenginlik, bilim, sanat, bir arada yaşama ve saygı kültürü hakimdi. 

    Seyahatnamelerde bana en ilginç gelen yön ise hiç tanımadığımız, adını sanı unutulmuş insanların hayatlarını okumak... Beş yüz yıl önceki insanların hırsları, sevgileri, korkuları ve yaşamlarını bu tür hikayeler sayesinde görebiliyoruz. Bundan belki yüz, bilemedin iki yüz yıl sonra bizim de onlardan farkımız kalmayacak kimse bizi hatırlamayacak. Çok önemsediğimiz evler, arabalar, aşklar, kavgalar gürültüler,... Hiçbirisi...Var olmamış gibi olacağız. Bu bana inanılmaz korkunç ve bir o kadar da ilginç geliyor. Hoş, medeniyet anlamında geriye ne bırakacağımız da meçhul! Okumaya değer mi bilmem! 

    *Araba Sevdası'na gelince, Osmanlı'nın son dönemi ile Cumhuriyet yazarlarını okumayı hep sevmişimdir. Ama bu kitap asla akmıyor. Sürekli bir Osmanlıca tamlamalar(ki bunu anlıyorum) yanında uzun uzun Fransızca cümleler(ki bunu da anlıyorum) dikkatimi aşırı dağıtıyor ve odaklanmama engel oluyor. 1000K'da birisi "Sonunu hiç böyle beklememiştim! Beni çok şaşırttı!" dediği için merakla okumaya devam ediyorum. Umarım bitirmeye değer :)

Kitap incelemesi gibimsi bişeyler Kitap incelemesi gibimsi bişeyler Reviewed by Bu saatte nerden geldiyse on Çarşamba, Nisan 17, 2024 Rating: 5

1 yorum:

Kim Bilir dedi ki...

Ben de bir ara antik roma döneminde günlük hayata sarmıştım. Çok ilginç gelmişti. Uzun süredir de ölüme yakın deneyimler ve paranormal olayları okuyorum :) Beni çok etkileyen dört kitap var: Çöplük, Şeker Portakalı, İnsancıklar ve Oblomov. Bunları da canım sıkıldıkça tekrar tekrar okuyorum :))

Blogger tarafından desteklenmektedir.