Hayata dair güncellemeler

 


   Uzun çok uzun bir çalışma, stres, ekonomik bir mücadeleden sonra nihayet ve yine yeniden İngiltere maceramız başladı. Eski yazıları okuyanlar hatırlayacaktır. Kendi isteğimin aksine kendi irademle evlenmiştim. 

   Buralara arada yaşananları ne anlatacak gücüm ne de isteğim var açıkçası. İnanılmaz bıkkınlık ve yılgınlık içindeyim. Evet, kaç sene ekmeğini yememe rağmen hukuk okuduğum güne lanetler ederek bu ülkeye geldim. Zira hepinizin de tahmin edebileceği üzere Türkiye'de okuduğum hukuk burda hiç bir geçer akçe etmiyor. 

    Kimi insanlar vardır böyle isveç çakısı gibidir. Her işten anlar, elinden her iş gelir. Leb demeden sana Çorum'un yerini tarif eder. O adamlara çok özenirim. Elimden hiç bir iş gelmez. Patlayan ampülü değiştirebilecek kadardır becerim. Aman aman becerikli bir adam olmadığımdan bir diğer deyişle hukuk dışında elimden herhangi bir iş gelmediğinden bu ülkede ne yapacağımı kara kara düşünüyorum. 

   Uzaktan bakınca cazip gelse de işin içine girince öyle değil. Adamların her ne kadar iş gücüne ihtiyaçları olsa da, yapacağım işle ilgili bir referansım, iş geçmişim, tecrübem olmadığından kusura bakmayın deyip geri çeviriyorlar. Bu da beni daha fazla demoralize ediyor. Belki geçecek ve ileride bunları da atlatacağım ama ben değişiklik seven bir adam değilim.

   Öte yandan hangi arkadaşımla konuşsam evliliği sıkıntılı herkes çocuk için katlanıyor. Çocuk olmasa ayrılacağını söylüyor. Sadece benim çevrem mi böyle yoksa 21. yüzyıl evliliklere pek iyi davranmadı mı? Halbuki içlerinden bazı arkadaşlarım o kadar naif, o kadar iyi insanlar ki, kadınlara kızmadan edemiyorum.

   Benim evliliğimin de pek tadı tuzu yok aslına bakarsan. Şu an her ne kadar aynı evin içinde olsak da 8 aylık ayrılık sonrasında hiç bir kez bile karı koca gibi davranmadık ben geldikten sonra.  Problemler vardı zaten. Ama buraya gelişimle birlikte "Belki toparlar mıyız?" aşamasından  "friends with benefit" kıvamına geldik. Bitmek üzere olan bir evliliğin helvasını yiyoruz sanırım. İkimizin de çıkarları doğrultusunda resmi olarak boşanmayıp yurtdışında ayaklarımız sağlam basıncaya dek birlikteliğe devam kararı aldık. Tabi bu iş nasıl olacak pek fikrim yok açıkçası. Uzun vadede birimizden birisinin karşısına birisi çıkarsa işler garipleşecek.

  Hayat insana garip yollar çıkarıyor. Türkiye'ye dönüp baktığımda gerçekten üzülüyorum. Koskoca bir ülkenin düştüğü durum ortada. Orada hayatta kalmaya çabalamak çok yıpratıcı hale geldi. Umarım buralarda tutunabiliriz ve hayat bize çok acımasız davranmaz. 




Fotoğraf(Photo):https://london.ac.uk/ways-study/study-campus-london/member-institutions sitesinden

Hayata dair güncellemeler Hayata dair güncellemeler Reviewed by Bu saatte nerden geldiyse on Çarşamba, Aralık 08, 2021 Rating: 5

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Hayat gitgide bi “allafvetzin” hal almaya başladı. Hani 30lu yaşlarda insana bir dinginlik gelmeye başlar, götü başı oynamaz çünkü hareketten çok hoşlanmaz. Geldiğimiz noktada çoğumuzun göt baş oynatmaya mecali kalmadı, genuinely mutsuzuz ve bu sefer durumu tersine çevirecek formüle bir türlü ulaşamıyoruz. Sanırsın bin yıllık mit. Evlilikler konusunda yakın çevremdeki herkes tam tarif ettiğin gibi. Bi pattern var ama ortada. Herhangi bi ilişki 4-5 sene sınırına geldiğinde evlilik/ayrılık, herhangi bir evlilik 4-5 sene sınırına gelince çocuk yapma/boşanma kararları çıkıyormuş. Sora soruştura edindim bu bilgiyi insanlardan. Umarım hepimiz de -öyle veya böyle- mutlu olmanın yolunu bulur, kalan kısıtlı zamanımızı bir nebze olsun daha huzurlu geçirebiliriz. Sevgiler. Günlük Ayracı

Bu saatte nerden geldiyse dedi ki...

@Günlük Ayracı:valla göt baş oynatmaya işten güçten zaman da kalmıyor sanki :) hepimiz de genel bir yorgunluk hali. evliliklerin son kullanma tarihi doluyor mu ne? bir istatistik vardı genelde boşanmalar en yüksek ilk iki senede, sonraki dönemde de ilk beş yılda oluyormuş. beş yılı dolduran evlilikler genelde alışkanlıktan herhalde devam ediyor olsa gerek. ama benim durumum tabi bunun çok dışında bence :)

Blogger tarafından desteklenmektedir.