Mezopotamya mutfağı


    Fransız tarihçi Jean Bottero'nun "Eski Yakındoğu, Sümer'den Kutsal Kitap'a" adlı kitabını okuyorum. Oldukça ilginç şeyler söylüyor Mezopotamya ile ilgili. Ancak benim asıl ilgimi çeken şey, bugün olduğu gibi geçmişte de Mezopotamya'nın ne kadar zengin bir mutfağının olduğu.  

    Dünyanın en eski mutfağının hangisi olduğunu bilmek imkansız ve anlamsızdır diyor yazar. Çünkü yemek kalıntıları, kap kacak, ateş ocakları gibi bazı kanıtlar bulsak da, bu nesnelerin nasıl kullanıldığına dair elimizde çok az yazılı bilgi varmış. (Çünkü yazının ancak İÖ 3000'den sonra icat edilmiş olması, tarihöncesi dönemlerden kalan bu sınırlı bilgilerle kesin bir sonuca varmamızı zorlaştırıyormuş.)

    Özellikle İÖ-2000 yıllarının ortalarında Hitit ve Mısırlılar'ın beslenme düzenlerini ve kendi başlarına bir mutfak geliştirdiklerini bilmemize rağmen bize derinlemesine bilgi verebilecek bir tarif bırakmadıkları;  İS-1.yy'da yaşamış çılgın ve boğazına düşkün bir çeşnici olan Romalı Apicius ve ondan öncesinde Büyük Yunan'da bir kaç Yunanlı'nın aşçılıkla ilgili bazı defterler hazırladığını, ancak bunların kaybolduğunu belirtiyor.

    Mezopotomya'ya gelindiğinde ise işler değişiyor. Bütün alanlarda zengin, karmaşık ve ince olan böyle bir kültür sisteminin kendine özgü yiyecek maddeleri ile bunları hazırlamak için bir teknik ve bir sanat geliştirmemesi düşünülemezmiş. Bugün hala doğuda kullanılan tandırın icadı Mezapotamya'ya dayanmakta ve sözcüğün kökeni "tinûru"dan gelmekte imiş. Hatta ilginç bir bilgi: Mezopotamyalılar "hayvan bağırsaklarını etle doldurmayı" biliyorlarmış. Mumbar dolmasının atası sanırım bu:)

    Babilliler, bir yanda Sümerce diğer yanda Akadca olarak iki sütun halinde hazırladıkları ansiklopedide "Beslenme" konusuna da son iki tablette yer vermişler. Burada 1820 çeşit peynir, 100 kadar değişik çorba, yaklaşık 300 ekmek  türü bulunmakta imiş. Mutfak sorumlusuna Akadca "mubannû-güzelleştirici" adını vermişler ki, oldukça muzipçe ve tam bir keyifpezevenkliği göstergesi kanımca:)

    Direkt alıntı yapayım yazardan:

    "Amerika Birleşik Devletleri'nde, Yale Üniversitesi'nde, çiviyazılı belgelerden oluşan ve uzun süre yayımlanmayı bekleyen bir koleksiyonda, önce ilaç reçeteleri olduğu sanılan, ancak incelendiklerinde sözcüğün tam anlamıyla yemek tarifi derlemeleri olduğu ortaya çıkan 3 tablet yer almaktadır. Akad dilinde yazılı  bu tabletler, İÖ yaklaşık 1700'lere dayanmaktadır; bunlar bu kadar uzak bir geçmişte öylesine eşsiz zenginlik, incelik ve ustalıkta bir mutfağın varlığını ortaya çıkardılar ki, bu kadar gelişmiş bir mutfağın yaklaşık dört bin yıl önce var olmuş olabileceğini düşünmeye cesaret bile edemezdik." *

    Yazarın "Dünya'nın En Eski Mutfağı" isimli bir kitabı da varmış ayrıca. Okumak ilginç olabilir. Sanırım bu kısma ilgi fazla olunca, konu özelinde ayrıca kitaplaştırmak istemiş olabilir.

    Hep söylerim güzel yemek istiyorsan Orta Doğu'ya gitmelisin. Yemek başlı başına bir ritüel ve kutsal bir şey burda. Batı'nın bir kaç istisnası dışında çok bir nanesi yok bence. Hindistan'a gelirsek, zengin bir mutfak olsa da bence acı ve baharattan yemeğin gerçek tadını alabildiklerini düşünmüyorum. Üstelik çok kötü kokuyor, yemek güzelse de o koku insanı yemekten soğutuyor.   


*Resim: https://www.odatv.com/guncel/mezopotamyada-bulundu-4-bin-yillik-guvec-tarifi-120059199 sayfasından alınmıştır.

*Jean Bottero, Eski Yakındoğu, Sümer'den Kutsal Kitap'a

     

Mezopotamya mutfağı Mezopotamya mutfağı Reviewed by Bu saatte nerden geldiyse on Perşembe, Ekim 03, 2024 Rating: 5

2 yorum:

Kim Bilir dedi ki...

Yazıyı okuyunca aklıma geldi. Geçen gün haberlerde okumuştum. Arkeologlar çivi yazısı deşifre ederken bir yemek tarifine rastlamış. Yemeğin aynısını yapmışlar sonra. Çok hoşuma gitmişti o haber. Başka bir kazıda da parfüm tarifi varmış onu da yapmışlar. Böyle şeyler çok hoşuma gidiyor :))

Bu saatte nerden geldiyse dedi ki...

Ondan da bahsediyor yazar. Ama tarifleri hayata geçirmek oldukça zormuş. Çünkü hem bazı terimleri bilemiyorlarmış hem de yapılış şeklini görmek gerekiyormuş, buna rağmen bile aynı tadı yakalamak oldukça güç olabilirmiş ve bütün her şey ayarlansana bile bizim damak tadımıza uygun olmayabilirmiş. Bugün var olan türk ırak vs mutfakları zaten onları bugünkü damak tadımıza uyarlayarak ulaştırmıştır, diyor. Epeyce ilginç bir kitap. Büyük şölenlerden, Tanrılardan, aşktan, cinsellikten, vs her tür konudan azar azar bahsetmiş.

Blogger tarafından desteklenmektedir.