Rüya

  Bir dönem hiç rüya görmüyordum ama şu sıralar gene rüyalarımda müthiş bir artış söz konusu. Rüya görmek iyi bir şeymiş, insanın günlük yaşantıdaki olaylarla mücadelesini kolaylaştırıyormuş gibi bişeyler okumuştum bi yerlerde:

   Başta böyle belgesel izliyormuşum gibi. Kenarları çok sık ağaçlıklı, çukurda, dere yatağı gibi bir yerde insanlar koruma altındaki ağaçları, ürünlerine zarar verdiği gerekçesiyle yuvaları ve yavruları olan kuşları kırmak için kökünden kesiyorlar. İnsanoğlu işte kendi çıkarları için doğayı alt üst ediyor diye düşünüyorum. Sonra yerlilerden biri biraz daha yukarı çıkıp bi çeşit ot kesip elindeki çantaya koyuyor. O esnada da otların arasındaki bi yerden büyük bir yılan beliriyor, ben yılanı görünce kaçıyorum ama nasıl oluyorsa çanta benim elime geçiyor. Yılanın içinde olacağı düşüncesiyle aniden çantayı elimden atıyorum ve eğilip içine bakıyorum yılan çantadan çıkmaya çalışıyor. Bir yolunu bulup çıkıyor ve hızla uzaklaşıyor dereye doğru ama üç parçaya bölünmüş ve orta kısmı da aynı hızla peşinden gidiyor. Kuyruğu da yavaş yavaş peşlerinden yetişiyor. Arkasından dereye doğru gidip bakıyorum ve sular fokur fokur kaynamaya, barajdan gelen sular artmaya başlamış, sürekli yükseliyor.

   Rüyanın devamı daha da saçma.Kıçımın açıkta kaldığı kısım sanırım burası :) Suların yükselmesinden sonra nasıl oluyorsa oyuncu Ali Atay var ya(hani şu Leyla ile Mecnun dizisindeki Mecnun)  o benim yakın bir arkadaşımmış(Bak hele bak!) Ama sözde ondan hoşlanıyormuşum. Onun da başına çok kötü bir olay gelmişmiş(Leyla'dan ayrılmış olabilir) bir taraftan ağlarken bir taraftan da bana sarılıyor. Destek olmaya çalışıyorum. Ama hoşlandığım için de bana sarılması kötü hissettiriyor(benim ondan hoşlandığımı bilmiyor haliyle.) 

   Sonra gözlerimi zor açtım.Pazar pazar yaşadığım aksiyona bak arkadaş, yatakta bile rahat yok. Yok efendim yılanlarmış, kesilen ağaçlarmış, yükselen sularmış, Ali mi Ata'ymış :P Bilinçaltımı... Neyse küfretmiycem :)