Hayata dair güncellemeler 3

    Marttan bu yana, yani yaklaşık son sekiz aydır depresyonda hissettiğimi söylemiş miydim? Hayatımın en zor dönemlerinden birini yaşıyorum sanırım. Kendimi bu kadar işe yaramaz, elinden herhangi bir iş gelmez ve boşlukta hissettiğim bir an oldu mu hatırlamıyorum. Evet biliyorum iş başa düşünce canavar gibi çalıştığımı. Burdaki görüştüğüm bir kaç insan da "overqualified" olduğumu, şu an çalışan bir çok insandan daha iyi iş çıkaracağımı söylese de bana başka birinden söz ediyorlarmış gibi hissettiriyor. Bazı İngilizlerin çalışma şekillerini görünce hak veriyorum ama gel de bunu gönlüme anlat. 

    O zamandan bu zamana dek çalışmadan evde yatıyorum, gerçek anlamıyla yatıyorum. Gerçi, ne iş yapacağımı da bilmiyorum. "Carer(Hasta-Yaşlı bakıcı)" olarak girdiğim iş biraz beni yıprattığı için de aynı işe geri dönmek istemiyorum. İş ilanlarına baktığımda ne iş yapacağımı kestiremiyorum. Özgüvenim yerlerde. 

    Eskiden keyif aldığım hiçbir şeyden keyif almıyorum. Kitap okumak, müzik dinlemek, film izlemek, alışveriş yapmak,... Hiç birisi... Ve bu da tahmin edilebileceği üzere bana hiç mi hiç iyi gelmiyor. 

    Az seviyelerde olan sosyal anksiyetem tavan yaptı. Bunun tek sebebi zaten var olan anksiyetem değil elbette. UK'in kapalı ve sürekli yağmurlu havası, insanlarla derinlikli ilişkiler ve arkadaşlıklar kuramamam, akıcı bir şekilde İngilizce konuşamamam ve sürekli konuşurken kafamın içerisinde bir şeyleri paraphrase etmek zorunda olmam  çok etkili. Hiç kimseyle ne görüşmek ne de göz göze gelmek istiyorum. Ama öbür yandan da Türkiye'ye kalıcı olarak dönmek istemiyorum. Biliyorum ki dönersem daha mutsuz olacağım. Herkes alışacağımı söylüyor, bakalım görelim.

     Son dönemde ne kadar çevremde insan varsa merkür retrosu mudur nedir, herkes depresyonda. Acaba toplu olarak orta yaş krizine mi girildi? Eğer öyleyse bu çok kırıcı ama. Orta yaş krizi... Hıh.... Aileme de mutluymuşum gibi davranıyorum. Biliyorum ki bir şey desem kalk gel o zaman diyecekler. 

    Eşim bu konuda fazlasıyla anlayışlı Allahtan. Bir kelime bile etmiyor, desteklemek dışında. Ona haksızlık yaptığımı düşünüyorum. Biraz kendimi kötü hissediyorum bu sebeple. Çünkü, aynı zor dönemlerden geçerken ben pek anlayışlı davranmamıştım. İnsanın sürekli bir depresyon halinde olamayacağını, olayları biraz abarttığını düşünüyordum. 

    Burda ingilizleri de kınıyordum. Bazıları en olmadık şekillerde anksiyete yaşıyorlar, iş hayatından uzak kalıp sürekli devletten yardım almaya çalışıyorlar diye düşünüyordum. Ne kadar kınadığım şey varsa başıma geldi. Bülbülün dili belası... Hay ben bu dilimi... Allah insanı iddiasından vuruyor işte böyle.

    Ne anlatacaktım ne anlattım....

    Kısacası anlatmak istediğime dönecek olursak, şu anda keyif aldığım ve beni iyi anlamda heyecanlandıran tek şey çiçekler... Evet, böyle çeşit çeşit, renk renk çiçekler almak, sürekli onları ekip biçmek, açışlarını soluşlarını görmek istiyorum. UK havasında da ne kadar mümkünse işte... 

    Bütün komşular tarafından kullanılan küçük, biraz bakımsız ortak bir bahçe var. Geçen yaz, ev sahibinden izin alarak birkaç çeşit çiçek alıp ekince bana iyi geldiğini fark ettim. Şu an öyle bir çılgınlığa düştüm ki anlatamam. Farklı cins papatya, sakız sardunya, petunya, lobelya derken şimdi de limon çekirdeği çimlendirip kekik ve biberiye köklendirdim. Her birisi 20 penny'e marketten 4-5 adet çiçek tohumları aldım(Zamanında 2-3 pound'dan aşağı değildi) ama hala aynı markete gidip daha fazla alasım var. Sürekli çiçek almak, sürekli onları seyretmek, çimlenmelerini ve köklenmelerini görmek istiyorum.  En son, sigara bağımlılığı hakkında konuşurken, üst kat komşumuz bana "Sen de çiçeklere bağımlısın" dedi. Haklı, galiba çiçeklere bağımlı oldum. 

    Ne şehri dolduran Christmas ışıkları, ne para ne pul... Beni çiçeklerimle baş başa bırakın, onlar benim bebeklerim. 
Hayata dair güncellemeler 3 Hayata dair güncellemeler 3 Reviewed by Bu saatte nerden geldiyse on Cuma, Aralık 08, 2023 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.